Yılmaz Alaca

Kafa, Kalp ve Ruh Bütünlüğü

Yılmaz Alaca

       Sonlu ve sonsuz hayatın tılsımlı bu üç sözcüğü, insanın sürekli aradığı mutluluğun, umudun, yaşamın, süregelen ve süregiden zamanın ana kalıbını ,karkasını oluşturmaktadır.Bir olma , bütün olma, birleşme insanoğlunun sürekli canlı tuttuğu dillendirdiği ve olmasını istediği, bazen uğruna canını bile feda ettiği bir olgudur.
 
         Bizim bahse konu ettiğimiz, Kafa=Kalp ve Ruh bütünlüğü, insanın veya hepimizin düşühayalidir. Ama kimimiz farkında oluyoruz ve bunu çok gerekli, elzem görüyoruz. Kimimiz ise bu bütünlüğün farkında olmuyoruz ve dağınık bir şekilde hayatı yaşamaya çalışıyoruz.  Hayatımızı  dağınık haliyle bitiriyoruz.
 
         Zamanın farkında olup, Yaradanın ve yaradılmışın fevkinde olan, kendinin  ve varlığının farkında olanlarımız; Kafa=Kalp ve Ruh bütünlüğünü mutlaka arar veya ararız. Çünkü insanın tamamlanması ,rahatlaması ,verimli bir birey olması, yaradılış ve yaşam düsturuna uyabilmesi veya uyumlu olması, bu bütünlüğü sağlamasına bağlı. 
 
          Bireyler, alileler, mahalleler, semtler, şehirler ve ülkeler ve  ve  dahi dünya, bu  üç tılsımlı sözcüğü ,manasına ve anlamına binaen değerlendirip  düzeni ve dizaynı buna göre yaparsa anbe an muhatap olduğumuz ,canımızı yakan,  yaşam kalitemizi düşüren, bizi bizden  alıp başka bir yaratığa dönüştüren, aramıza acıyı koyan, bizi=bedenimizi=bütün uzuvlarımızı acıtan, vucudumuzun bütünlüğünü bozan ve her bir parçamızı başka başka bir aleme savuran aynı zamanda bizi tanınmaz bir canlı haline getiren , cinnet halini  bizde normalleştiren  ve daha sayamayacağımız nice olumsuz tarzlarımızdan uzaklaşmış oluruz. Kafa=Kalp ve Ruh bütünlüğümüz olursa yukarıda saydığımız olumsuz hasletlerimiz bizde ve toplumumuzda yer bulamaz bulamayacaktır. 
 
          Şöyle bir düşünelim bakalım; kafası rahat bir bireyin bu rahatlığı kalbini normal çalışma pozisyonunda tutacaktır. Bu iki organın rahatlığı mutlaka ama mutlaka vucuduna yani vucudunun bütününe yansıyacaktır. Artı kafası rahat bir bireyin bütün sinir tabakası normal tepki verecek, gülmesi gereken yerde gülecek kızması gereken yerde kızacak ve biz birlikte yaşayanlar da bu tepkileri normal karşılayıp  rahatlamış olacağız yani normal olan halimiz yaşam alanımıza sirayet edecek.
 
        Kafa rahatlığı vucudun sinirsel işleyişini  normal halinde tutarken, kalbimiz buna bağlı olarak normal çalışma modunda olacak ve bu iki organımızın rahatlığı bizde RUH HUZURU oluşturacak. Ruhumuzun rahatlığı manevi dünyamızı aydınlatacak doğruyu ve yanlışı birbirinden ayırma basireti verecek, bize böyle bir sunumda bulunacak. Manevi dünyamızın oturmuşluğu,ruhumuzun rahatlığıyla buluşup kafa ve kalbimize öyle bir dönüş yapar ki; bu iki organımızdan hayat serüvenimize en iyi düşünceler ve en iyi hissiyatlar yansımasına sebep olacaktır.
 
          İyi düşünen, iyi hisseden ve bunları aramıza, günlük yaşantımıza akıtan bireylerin yayacağı pozitif enerji yaşam alanımızı etkisine alıp bizi, toplumlumuzu ve tüm insanların yaşamını sürdürdüğü dünyamızı, yaşanılır kılacaktır.
İyi insan iyi düşünür.
İyi düşünen iyi hisseder.
 
          KAFA=KALP ve RUH BÜTÜNLÜĞÜ sağlamaya çalışmamız dileği, isteği ve temennisiyle...
 
                                                                    Hepinizi Saygıyla Selamlıyorum...

Yazarın Diğer Yazıları