Yılmaz Alaca

İslam Dünyasında Çoğulculuk Ve Farklılıkların Yönetimi

Yılmaz Alaca

 
        Çoğulculuk ve farklılıkların yönetimi olgusu İslam’ın özünde yer bulan ve ana tema olarak işlenen, işletilen, yaşanan ve yaşatılan özelliklerin en başındadır ve başında gelir. Hz Peygamberin başında olduğu öncü grup bu iki olguyu o zamanın şartlarında toplumda hayatiyet bulacak şekilde yaşamaya ve yaşatmaya çalışarak olgunlaştırmıştır. Ancak Hz Peygamber'den sonra bunun ilerletilip geliştirilmesi gerekirken, gerisin geriye bir U dönüsü ile bu güzel hasletlerin hepsi rafa kaldırılarak, sürü psikolojisi işlenmiş ve ümmetin birliği için kan içip kızılcık şerbeti hikaye edilerek yüzyıllarımız heba edilmiştir.

Bundan dolayı ;
-İslam dünyası ben ne kadar islamım müslümanlığımın gereklerinin ne kadarını yerine getiriyorum diye bir özeleştiri yapmalı.
-İslam dünyası ne kadar dünyalı olduğunun özeleştirisini yapmalı.
-Ne kadar insan ve insanlıktan yana olduğunun özeleştirisini yapmalı.
-Ne kadar medeni ve çağdaş olduğunun özeleştirisini yapmalı.
-Geçmişini ne kadar doğru tanımladığını ve bu geçmişi geleceğe taşırken, yaşadığı çağ ile zaman ile ne kadar yoğurduğunu ve bunu nasıl, ne kadar yaşama taşıdığını eleştiriye tabi tutmalı.
-Hak ve hukukta, adalette,kişiye,topluma,canlıya doğaya uygulamasında ne kadar isabet ettiğinin, ve yönetimde ne kadar yerel olduğunun eleştirisini yapmalı.
-Dini yaşam ve ritüellerde içtihadın mutlaka yapılmasını kabul etmeli, ön yargıdan kurtulmalı.
-İnsanoğlunun tarihi süreçte biriktirerek bugüne kadar taşıdığı bütün doğruları sahiplenmeli. 
-Bu doğruları ve güzellikleri kendi yaşam algımızda yoğurarak uygulama alanına taşımamız gerekir.
-Sorunlarımızı çözmek için çözüm fezada yani çooook çok uzakta olsa bile ve bir çözüm yolu, ortamı, usulü, kanaati varsa onu almamız gerekiyor, bize sorun teşkil eden bir uygulamamız varsa onu acilen atmamız lazım gelir.
-Herkesin nefsi benim nefsimden daha üstündür diyebilmeliyiz ve hayat alanımıza taşımalıyız.
-Önceliğimiz yanımız yanı başımızdaki olmalı ve zamanı geldiğinde geride durabilmeliyiz veya geriye doğru bir adım atabilmeliyiz.
-Zamana, mekana ve dahi insana hitabında hiçbir eksikliği olmayan Allah’ın kelamını esir etmekten ve esir almaktan vazgeçerek içtihadın önünün en kısa sürede açılmasını sağlamalıyız.
-Dinsel tahakküm ve siyasal din temelli yönetimden vazgeçmeliyiz.
-Din ve dinsel algı özgür, bağımsız ve kendi başına olmalıdır ve bunu sağlamalıyız. 
-En doğru benim; sloganından, algısından, düşüncesinden, yaşantısından acilen vazgeçilerek benden daha doğru düşünen vardır algısı, düşüncesi, yaşantısı ve algısı kabul edilmelidir.
-Öncelikle sorunlarımızı kabul edip bu sorunun derdiyle dertlenerek çözüme başlamalıyız. Önyargılarımızdan kurtularak sorunlara yaklaşabilirsek o an çözüme en yakın olduğumuz zamandır, andır.
-İnsanoğlunun ortak kimliğini kullanmamız gerekiyor. Bu kimlik bizi yaşanılan dünyaya taşıyacaktır.
-Farklılıklarımıza çok anlam yüklemeden insanlık potasında buluşmalıyız. İnsan olmayı ıskalamadan yaşamaya devam etmeliyiz.
-Vaat kültürün’ den kurtularak bilgi kültürüne doğru bir nehir gibi akmalıyız.
Aslolan insandır sloganını şiar edinerek, aramızda hakim olan yaşam kültürüne dönüştürmeliyiz. En büyük kutsalımız insan olduğunda, en ileri toplum biz olacağız temennisi ve dileğimi sizlerle paylaşıyorum. 

                                                                                                    Hepinizi Saygıyla Selamlıyorum.

 
 

Yazarın Diğer Yazıları