Yüzyıllardır insanların olduğu her yerde bireylerin ortak amaçlarına ulaşabilmeleri için koordine edilmeye ihtiyaç duyulmuştur. Ulusların, ülkelerin, şehirlerin ve en küçük topluluk olan ailenin bile yönetilmesi için belirli yetenekte kişilere gereksinim vardır. Aynı şeyler holdingler, şirketler ve işletmeler içinde geçerlidir. Bir şeyleri yönetmeği; belirlenmiş hedeflere belirli zaman diliminde ulaşmak için yapılan her şey diye tanımlayabiliriz. Liderlik ve yöneticilik birbirlerini tamamlayan kavramlardır. Her ikisinin de kendine ait karakteristik özellikleri vardır. Elbette ki her insanın hem iyi bir lider hem de iyi bir yönetici olması beklenemez, birisi mükemmel bir yöneticidir fakat iyi bir lider değildir veya liderlik potansiyeli olan bir insandır fakat yöneticilik yapamaz. Zeki firmalar bu iki tip insanı aynı takımda toplayarak değerlendirirler.
Başarılı şirketler liderlerin gelmesini beklemezler, onlar aktif bir şekilde liderlik potansiyeli olan insanları çalışanları içerisinde bulup bu potansiyellerini geliştirecek kariyer olanakları sunarlar. Aslında dikkatli bir süreçten sonra iş organizasyonlarında önemli roller üstlenebilecek kaliteli liderler yetiştirmek mümkün. Ancak şirketler unutmamalı ki güçlü lider zayıf yönetici birlikteliği tam tersi durumdan daha iyi değil; hatta bazen daha kötüdür. Asıl önemli olan güçlü liderle güçlü yöneticiyi bir araya getirmek ve birbirlerini dengelemelerini sağlamaktır.
Yönetici; Ortak amaçlar için tanımlanmış işlerin, başkaları tarafından en etkin biçimde yapılmasını sağlayan, takip eden ve kontrol eden kişidir. Bu görevini yerine getirebilmek için gerekirse sıkı disiplin uygular.
Lider; Ortak amaçlara yönelik tanımlanmış işlerle sınırlı kalmaz. Başkalarının daha etkin çalışması için uygun ortam yaratır, vizyon belirler, esin kaynağı olur, motive eder.
* Yönetici kurallara bağlıdır. Lider ise güçlü iradeye.
* Yönetici korkutur. Lider coşturur.
* Yönetici bireyin hatalarına yoğunlaşır. Lider sistemin hatalarına yoğunlaşır.
* Yönetici neyin nasıl yapılacağını bilir. Lider öğretir.
* Yönetici “yapın” der. Lider “yapalım” der.
* Yönetici yönetir. Lider yönlendirir.
* Lider, işleri doğru yapmaktan ziyade doğru işleri yapar.
* Lider, problem çözmek yerine, yaratıcı alternatifler üretir.
* İdareci bildikleri ile yetinir. Yönetici yenilikleri izler. Lider hayat boyu öğrenir.
* İdareci durumu “idare eder”, günü kurtarır. Yönetici bir yama vurup sorunu bir süre için çözer.
Lider yeniden yapılandırır.
*İdareci bahane üretmede ustadır. Yönetici mazeret bulur. Lider daha işin başında tüm riskleri hesaba katar ve sonuç olumsuz olunca mazeretlere sığınmaz.
Bizim düşüncemize göre her yönetici bir lider olmalıdır.
Yöneticilik karmaşıklıkla mücadele etme ile alakalıdır. İyi bir yönetim olmadan, karmaşık yapıdaki amaçlarıtehlikeye sokacak derecede kaotik bir duruma düşebilirler. Buna karşılık liderlik değişimle mücadele eder. Son yıllarda iş dünyasının daha rekabetçi ve daha değişken olması liderlik kavramının bu kadar önem kazanmasındaki etmenlerden bazılarıdır. Sonuç olarak dün yapılanın aynısını yapmak veya dünden 3-5% daha iyi olmak artık başarı sayılmıyor. Değişen dünyadaki büyük değişiklikler hayatta kalmak için çok daha fazla önem taşıyor. Daha fazla değişiklik her zaman daha fazla liderlik ister.
Yöneticiler, yönettikleri örgüt veya şirkete damgalarını vurmak, görünür hedeflere ulaşmak ister.
Liderler ise başında bulundukları kurumu adeta yeni baştan kurar. Zamanın ruhunu kavrayan lider, tepki ve itirazlara aldırmadan kurumun ayakta kalmasını ve gelişmesini sağlayacak kararları alır. Liderlerin değerini gelecek kuşaklar daha iyi anlar.
Bir insanın idareci mi, yönetici mi yoksa lider mi olduğunu tutum ve davranışları belirler.
Son yaşadığımız toplumsal olaylarda Lider – Yönetici – İdareci arasındaki farklar daha iyi anlaşılmıştır. Lider olunmaz, lider doğulur…