Kayısı Ağaçlarında Sonbahar Mücadelesine Dikkat
Malatya Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Ali Selvi, kayısı ağaçlarında sonbahar mücadelesi hakkında kayısı üreticilerine önemli bilgiler verdi.Malatya Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Ali Selvi, yaptığı açıklamada,...
Malatya Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Ali Selvi, kayısı ağaçlarında sonbahar mücadelesi hakkında kayısı üreticilerine önemli bilgiler verdi.
Malatya Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Ali Selvi, yaptığı açıklamada, “Dünyaca tanınmış ve milli ekonomiye katkısı olan kayısı, ilimiz çiftçilerinin en önemli gelir kaynağını teşkil etmektedir. Sayın kayısı üreticileri, ilimiz için çok önemli olan kayısı ağaçlarında her yıl görülen hastalıklarla bilinçli bir mücadele etmek başta gelen göreviniz ve menfaatiniz icabıdır. Sonbaharda yaprak delen (çil), bakteriyel kanser ve zamklanma hastalığına karşı koruyucu olarak mücadele yapılmalıdır” dedi.
Hastalıklar ve tanı hakkında önemli bilgiler veren İl Müdürü Selvi, yaprak delen (çil) hastalığının belirtilerini anlattı. Selvi, “Yaprak, meyve ve genç dallarda zarar yapar. Yaprak üzerinde yağ lekesi şeklinde başlar. Zamanla kenarları kırmızımtırak orta kısımları ise koyu kahverengine dönüşür. Bu lekeli kısımlar dökülür, yaprak saçma ile delinmiş gibi bir hal alır. Meyve üzerinde de aynı şekilde lekeler oluşur. Hastalıktan zarar görmüş tomurcuklar ölür fakat dokununca dökülmezler. Bu hastalıktan zarar görmüş sürgünler üzerinde yuvarlak kahverengi kırmızı renkte lekeler oluşur. Genç sürgünlerde oluşan lekeler kısa sürede zamk çıkararak kanser yaralarına dönüşür. Bu hastalıktan dolayı yüzde 20-60 verim kaybı olmaktadır. Yapraktaki lekeler küçük, yuvarlak ve şekilsizdir. Başlangıçta soluk yeşil yağ lekesi görünüşte sonra rengi açık kahve veya kirli beyaza dönüşmektedir. Zamanla lekeli kısımlar dökülür. Yapraklar delikli bir görünüm alır. Sürgünde oluşan lekeler kaldırılınca altındaki odun dokusunun ölmüş olduğu görülür. Mayıs-Haziran aylarında uçtan geriye doğru ölüm başlar. 2-3 yıl içinde ağaçlar çalılaşıp verimde düşüş olur” şeklinde konuştu
“2 TÜR MÜCADELE VARDIR”
Bu hastalıklara karşı mücadelelerin kültürel önlemler ve kimyasal mücadele şeklinde yapıldığını kaydeden Ali Selvi, “Kültürel olarak, önlemler hasattan sonra hastalıklı tomurcukları bulunduran ve kanser yaraları bulunan dallar bulaşık kısmın alt tarafında sağlıklı bir dal üzerinden kesilerek bahçeden uzaklaştırılmalıdır. Budamada kullanılan aletler her seferinde yüzde 10’luk sodyum hipoklorite (çamaşırsuyu )daldırılarak dezenfekte edilmelidir. Kimyasal mücadelede ise sonbaharda yaprakların yüzde 75’i döküldüğünde ilaçlı mücadele yapılır. Sürgün ve dal yanıklığı ile bulaşık bahçelerde mutlaka yüzde 3’lük Bordo Bulamacı kullanılmalıdır. Sadece yaprak delen (çil) hastalığı ile bulaşık bahçelerde ise bakırlı preparatlardan birisi veya bordo bulamacı ile ilaçlama yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
BORDO BULAMACI NASIL HAZIRLANIR?
Bordo bulamacının nasıl hazırlanması gerektiği de anlatan İl Müdürü Ali Selvi, “100 litre ve 50 litrelik (madeni olmayan) iki kaba ihtiyaç vardır. Küçük bir kapta 1,5 Kg sönmemiş kireç az su ile söndürülür.100 litrelik kabın içerisine süzülerek konur ve su ile 50 litreye tamamlanır. Kirecin içerisinden çıkan taş miktarı kadar kireç söndürülüp 100 litrelik kap içerisindeki kireçli suya ilave edilir. 50 litrelik plastik kap içerisine 3 Kg Göztaşı konarak eritilir. Göztaşılı su 100 litrelik kaptaki kireçli su üzerine yavaş yavaş dökülerek tahta sopa ile karıştırılır. Böylece 100 litrelik (%3’lük) Bordo Bulamacı hazırlanmış olur. Şayet sönmüş kireç kullanılacaksa göztaşı ile aynı miktar yani 3 Kg. kullanılmalıdır. Hazırlanan Bordo Bulamacı süt mavisi bir renkte olmalıdır. Arzu edilen kalitede olup olmadığı kırmızı turnusol kağıdı veya passız çivi 4-5 dakika Bordo Bulamacı içinde tutularak anlaşılır. Kırmızı turnusol kağıdı mavi renge dönerse veya çivi olduğu gibi çıkarsa Bordo Bulamacı iyi bir şekilde hazırlanmış demektir. İlaçlamalarda yüksek basınçlı motorlu pülverizatörler kullanılmalı, bütün dallar ıslanacak şekilde ilaçlama yapılmalıdır. Rüzgarlı hava varsa, rüzgarı arkamıza almamız gerekir” dedi.