Zirve Yayınevi Davası'nda 103. Duruşma Görülüyor
Malatya'da 3 kişinin öldürülmesi olayına ilişkin Zirve Yayınevi Davası'nın 103. duruşması görülüyor.Malatya'da 18 Nisan 2007 tarihinde Zirve Yayınevi'nde 3 kişinin boğazlarının kesilerek öldürülmesi olayına ilişkin Malatya...
Malatya'da 3 kişinin öldürülmesi olayına ilişkin Zirve Yayınevi Davası'nın 103. duruşması görülüyor.
Malatya'da 18 Nisan 2007 tarihinde Zirve Yayınevi'nde 3 kişinin boğazlarının kesilerek öldürülmesi olayına ilişkin Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 103. celsesine, tutuksuz yargılanan Emre Günaydın, Abuzer Yalçın, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Mehmet Ülger, Ruhi Abat, Haydar Yeşil, Hüseyin Yelki, Mehmet Çolak, Abdullah Atılgan, Adil Akçay, Murat Göktürk, Adem Gedik ve Levent Ercan Gelegen katıldı. Tutuklu sanık Varol Bülent Aral ise mahkeme heyetine hakaret ettiği gerekçesiyle bugünkü duruşmaya dahil edilmedi.
Öldürülen Alman Uyruklu Tilman Geske'nin eşi Suzanna Geske ile sanık yakınları ve avukatlarının da katılımı ile başlayan duruşmada ilk olarak söz alan müdafi avukatlardan Erdal Doğan, Türkiye'de yaşanan siyasi olaylardan dolayı her şeyin kumpas ve paralel yapıya bağlandığını ileri sürerek, '2012 yılından beri talep ettiğimiz konular reddedildi. TUSHAD ile ilgili belgeleri talep ettik ancak bu belgelerin devlet sırrı olduğu söylendi ve belgeler gönderilmedi. Bu talebimizi yineliyoruz' dedi.
Daha sonra söz alan sanıklardan Salih Gürler ise adli kontrol kararının yumuşatılması talebinde bulundu.
Diğer sanık Cuma Özdemir de adli kontrol çevresinde uygulanan konut yasağının kaldırılmasını ve yasağın evlerinin etrafını kapsayacak şekilde genişletilmesini talep etti.
Davanın tutuksuz yargılanan sanıklarından emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un avukatı İlkay Sezer, deliller arasında bulunan 5 nolu hard diskin düzmece olduğunu ve sonrasında sistem saatinin değiştirildiğinin ortaya çıktığını söyledi. Sezer, 'İster 17 Aralık ister 25 Aralık, bunların arkasına sığınmaya gerek yok. Biz kimseye kin ve nefret duymuyoruz. TSK ve ülkemizi hedef alan bir çeteyle mücadele ediyoruz. Bu nedenle yıllardır cezaevinde yatan insanların beraatlarını çok görmeyin. Balyoz Davası olarak bilinen davada savcı mütalaasını değiştirdi. İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinde karara bağlanan ve Balyoz Davası olarak bilinen dava dosyasıyla ilgili bu dosyaya sunulan esas hakki mütalaa kısa kararının bir örneğinin celbine karar verilmesini talep ediyorum' dedi.
Zirve Davası'nda gizli tanık olarak ifade veren İlker Çınar'ın yalan beyanda bulunduğunu ve bu iddiaların arkasında sığınanların olduğunu savunan Avukat Sezer, 'Zirve Davası'ndaki esas hakkındaki mütalaa tartışılır. Benim müvekkilimin neden cezalandırılmak istenildiğini savcının söylemesi gerekiyor ki ben de buna cevap vereyim. İlker Çınar'ın iddiaları arasında ismi gecen Ahmet Erdoğan'ın dinlenmesini talep ediyorum' diye konuştu.
Haydar Yeşil de daha önceden karara bağlanan kovuşturmanın genişletilmesini talep ettiğini dile getirdi.
Tutuksuz yargılanan sanıklardan eğitim görevlisi Ruhi Abat, daha önce ne söylediyse aynısını tekrar ettiğini belirterek, 'Bu dava bir kumpas davasıdır. Kendi oynadıkları, her şeyi oluşturdukları naylon gruplarla topluma maniple ettiler. 2007 yılından beri yapılan bu manipülasyon geldi ve onların başına geçti. Bu fabrikasyon belgelerin nasıl ele geçtiği yönünde binlerce yalan var. Dosyada yer alan flaş bellekler incelendiğinde pislikler de ortaya çıkıyor. Bu sahtekarların ortaya çıkmasını istiyoruz ve bunun için uğraşıyoruz' şeklinde konuştu.
Mahkeme 14.30'da ara kararı vermek üzere öğle arasına girdi.
Malatya'da 18 Nisan 2007 tarihinde Zirve Yayınevi'nde 3 kişinin boğazlarının kesilerek öldürülmesi olayına ilişkin Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 103. celsesine, tutuksuz yargılanan Emre Günaydın, Abuzer Yalçın, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Mehmet Ülger, Ruhi Abat, Haydar Yeşil, Hüseyin Yelki, Mehmet Çolak, Abdullah Atılgan, Adil Akçay, Murat Göktürk, Adem Gedik ve Levent Ercan Gelegen katıldı. Tutuklu sanık Varol Bülent Aral ise mahkeme heyetine hakaret ettiği gerekçesiyle bugünkü duruşmaya dahil edilmedi.
Öldürülen Alman Uyruklu Tilman Geske'nin eşi Suzanna Geske ile sanık yakınları ve avukatlarının da katılımı ile başlayan duruşmada ilk olarak söz alan müdafi avukatlardan Erdal Doğan, Türkiye'de yaşanan siyasi olaylardan dolayı her şeyin kumpas ve paralel yapıya bağlandığını ileri sürerek, '2012 yılından beri talep ettiğimiz konular reddedildi. TUSHAD ile ilgili belgeleri talep ettik ancak bu belgelerin devlet sırrı olduğu söylendi ve belgeler gönderilmedi. Bu talebimizi yineliyoruz' dedi.
Daha sonra söz alan sanıklardan Salih Gürler ise adli kontrol kararının yumuşatılması talebinde bulundu.
Diğer sanık Cuma Özdemir de adli kontrol çevresinde uygulanan konut yasağının kaldırılmasını ve yasağın evlerinin etrafını kapsayacak şekilde genişletilmesini talep etti.
Davanın tutuksuz yargılanan sanıklarından emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un avukatı İlkay Sezer, deliller arasında bulunan 5 nolu hard diskin düzmece olduğunu ve sonrasında sistem saatinin değiştirildiğinin ortaya çıktığını söyledi. Sezer, 'İster 17 Aralık ister 25 Aralık, bunların arkasına sığınmaya gerek yok. Biz kimseye kin ve nefret duymuyoruz. TSK ve ülkemizi hedef alan bir çeteyle mücadele ediyoruz. Bu nedenle yıllardır cezaevinde yatan insanların beraatlarını çok görmeyin. Balyoz Davası olarak bilinen davada savcı mütalaasını değiştirdi. İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinde karara bağlanan ve Balyoz Davası olarak bilinen dava dosyasıyla ilgili bu dosyaya sunulan esas hakki mütalaa kısa kararının bir örneğinin celbine karar verilmesini talep ediyorum' dedi.
Zirve Davası'nda gizli tanık olarak ifade veren İlker Çınar'ın yalan beyanda bulunduğunu ve bu iddiaların arkasında sığınanların olduğunu savunan Avukat Sezer, 'Zirve Davası'ndaki esas hakkındaki mütalaa tartışılır. Benim müvekkilimin neden cezalandırılmak istenildiğini savcının söylemesi gerekiyor ki ben de buna cevap vereyim. İlker Çınar'ın iddiaları arasında ismi gecen Ahmet Erdoğan'ın dinlenmesini talep ediyorum' diye konuştu.
Haydar Yeşil de daha önceden karara bağlanan kovuşturmanın genişletilmesini talep ettiğini dile getirdi.
Tutuksuz yargılanan sanıklardan eğitim görevlisi Ruhi Abat, daha önce ne söylediyse aynısını tekrar ettiğini belirterek, 'Bu dava bir kumpas davasıdır. Kendi oynadıkları, her şeyi oluşturdukları naylon gruplarla topluma maniple ettiler. 2007 yılından beri yapılan bu manipülasyon geldi ve onların başına geçti. Bu fabrikasyon belgelerin nasıl ele geçtiği yönünde binlerce yalan var. Dosyada yer alan flaş bellekler incelendiğinde pislikler de ortaya çıkıyor. Bu sahtekarların ortaya çıkmasını istiyoruz ve bunun için uğraşıyoruz' şeklinde konuştu.
Mahkeme 14.30'da ara kararı vermek üzere öğle arasına girdi.