TBMM Başkanı Çiçek’e Fahri Doktora Unvanı

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Gelişmiş Batı demokrasilerinde bizimki kadar kanun çıkartan ülke yok. Meclis kanun fabrikasına dönüyor, gece yarılarına kadar çalışıyoruz” dedi.


İnönü Üniversitesi’nin akademik yıl açılış törenine katılan TBMM Başkanı Çiçek’e burada fahri doktora unvanı verildi. Törene Vali Vasip Şahin, AK Parti Malatya milletvekilleri Mücahit Fındıklı, Ömer Faruk Öz, Cemal Akın, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ile kalabalık bir davetli topluluğu da katıldı. İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik yaptığı açılış konuşmasında, “Türkiye’de demokratik hukuk devleti ilkesinin evrensel standartlara uygun olarak gerçekleştirilmesi, geliştirilmesi ve güçlendirilmesi sürecine verdiği değerli katkıları nedeniyle Hukuk Fakültemizin; sosyal politikaların geliştirilmesi ve uygulanması konusunda 1987-1996 yılları arasında yaptığı hizmetlerinden (Aile Araştırma Kurumu, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonunun ve SHÇEK’in yapılanma süreçlerindeki katkıları) ve doğrudan Türk sosyal bilim çalışmalarına verdiği katkılardan dolayı Sosyal Bilimler Enstitümüzün ortak önerileri doğrultusunda Üniversite Senatomuz, TBMM Başkanımız Sayın Cemil Çiçek’e fahri doktora unvanı vermiştir. Sayın Cemil Çiçek, tarafsız, sadece haktan ve haklıdan yana bir hukukçu, başarılı bir siyaset ve devlet adamı olarak kendi ülkesine ve kendi milletine unutulmayacak katkılar sağlamıştır. Sayın Cemil Çiçek gerek hemşehrimiz merhum Turgut Özal’ın kurduğu hükümetlerde, gerekse AK Parti hükümetlerinde siyaset yaparken Türkiye’nin demokratikleşmesi sürecine daima destek ve katkı vermiş; bunu Meclis Başkanı olduktan sonra da aynı kararlılıkla sürdürerek ileride hep hayırla anılacak bir devlet adamı olduğunu göstermiştir. Sayın Çiçek’in TBMM Başkanlığı gibi bir göreve getirilmesini, Türkiye’nin derinden ihtiyaç duyduğu yeni anayasa hazırlığı çalışmalarından bağımsız düşünmemek gerekir. Böyle bir göreve getirilmesinde Sayın Çiçek’in devlet tecrübesi, kimseyi rencide etmeyen olgun siyaset dili, müzakereci kişiliği ve bütün yaptığı hizmetlerin kamuoyunda bıraktığı olumlu tesirlerin önemli payının olduğunu düşünüyorum. Sayın Cemil Çiçek, bütün bunlarla milletinin adamı bir devlet adamı olduğunu göstermiştir” dedi.

“ÜNİVERSİTELER DEĞİŞİME ÖNCÜ OLMALI”
TBMM Başkanı Çiçek ise, “Değişimi doğru okuyamazsak, doğru bir temel üzerine inşa edemezsek ve geleceği de doğru öngöremezsek o zaman bu değişim bir süre sonra yozlaşmaya ve birçok karışıklığa sebebiyet veriyor. Şüphesiz bu değişimi doğru okumanın yolu ilmin aydınlığında bu işi okumaktır. O nedenle üniversitelerimiz sıradan kuruluşlar değil, sıradan eğitim ve öğretim yapan kuruluşlar değil, bu değişimin doğru okunması, doğru anlaşılması ve doğru bir temel de tartışılmasına zemin hazırlayacak verileri, öngörüleri, alternatifleri ortaya koymak gibi bir sorumluluğumuz var” dedi.

“KANUNLARLA SORUN ÇÖZÜLMEZ, MECLİS KANUN FABRİKASI OLDU”
Sorunların tek başına kanunlarla çözülemeyeceğini ve TBMM’nin kanun fabrikasına döndüğünü belirten Çiçek, “Sorunlar için çoğu kez insan aklı kestirme çözümler arar. Ne yapsak da bu işlerin üstesinden gelsek? Hemen aklımıza gelen kestirme çözüm yolu kanun çıkartmaktır. Bizim toplumumuz her sorunu kanun çıkartarak çözmek gibi işin kolaycılığına kaçarız. Hiçbir ülke tek başına kanunlarla sorunlarını çözemez. Hatta bir yabancının ifade ettiği şekliyle, ‘Eğer bir ülke sorunların tümünü kanun çıkartarak, kanunla çözmüş olsaydı dünyada sorunlu hiçbir ülke kalmazdı. Sorunu az olan ülkelerin kanunlarını iktibas ederdiniz, tercüme ederdiniz, benzerlerini yapardınız, sonuçta sizde o sorunlardan kurtulmuş olurdunuz.’ Halbuki bunun böyle olmadığını Türkiye gerçeği ile de dünya gerçeği ile de biliyoruz. O nedenle belki karşılaştığımız tüm sorunların en önemli, en kestirme cevabı eğitimdir. Gelişmiş Batı demokrasilerinde bizimki kadar kanun çıkartan ülke yok. Meclis kanun fabrikasına dönüyor, gece yarılarına kadar çalışıyoruz, cumartesi, pazar çalışıyoruz. Meclis, Türkiye’de en çok çalışan kuruluşların başında gelir. Gece gündüz demeden hiç durmadan kanun çıkartıyoruz. Ama buna rağmen, çıkardığımız kanunlara rağmen bazı sorunların olduğu gibi kaldığı, hatta bazılarının ise daha karmaşık hale geldiğini görüyoruz. Müeyyidelerle yönetilen bir toplum olmak, sorunları büyük ölçüde ıskalamaktır” şeklinde konuştu.

“30 YILDIR TERÖRLE UĞRAŞIYORUZ, SADECE 48 TANE ARAŞTIRMA VAR”
Terör sorununun Türkiye’nin sorunu olduğunu ve bu sorunu yine Türkiye’nin çözeceğini söyleyen Çiçek, şöyle konuştu:
“Elden gelir öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz. Çok net olarak ifade ediyorum; terörle mücadele konusunda Türkiye çokta fazla destek gören bir ülke değildir. Bize en fazla destek verdiğini söyleyen ülkeler bile yapması gerekenlerin 10’da birini bile yapmıyor. Ben bunu çok söylerim. Onun için bu sorunu biz çözeceğiz. Milet olarak biz çözeceğiz. Toplumun tüm kesimleriyle, siyasi partilerimizle, Meclisimiz olarak, üniversitelerimiz olarak. Ama bu sorunu çözerken el yordamı ile çözemeyiz. Eğer bir terör meselesini bir güvenlik meselesi, bir asayiş meselesi olarak kabul etmeyip, onun üstesinde birçok şeyin yapılması gerektiğini de söylüyorsak, bu tamda bilimsel araştırmaları gerektiren bir alandır. Şimdi ben baktım, bunu ben özellikle çarpıcı bir misal olduğu için de üniversitelerimizin dikkatine getirmek isterim. Bakınız 30 yıldır, 40 yıldır bu işle uğraşıyoruz, bu kadar da üniversitemiz var, acaba böylesine karmaşık, böylesine tesir kat sayısı çok yüksek bir belayla ilgili olarak üniversitelerimizde, bilim çevrelerimizde kaç tane araştırma var? Ben sordum 48. 48’in önemli bir kısmı Polis Akedemimizin ve Genelkurmay Başkanlığımızın hazırlattığı raporlar. Ama öbür taraftan da diyoruz ki, bunun sosyal, ekonomik, psikolojik boyutları var. İyi de bunu söylemenin bir anlamı yok ki. Psikolojik boyutu varsa, bunun bir araştırma konusu olması gerekmiyor mu? Bunun bir sosyolojik boyutu varsa, saha araştırması, sosyolojik araştırma yapmak gerekmiyor mu? Artık 168 üniversitemiz olduğuna göre, her ilde bir üniversitemiz olduğuna göre sosyal araştırmalara daha fazla önem vermemiz, bununda politikaya dönüşmesi için üniversitelerimizin öncülük etmesi lazım.”

“GENÇLER AKLINIZI KİMSEYE İPOTEK VERMEYİN”
“Ben siyasetin yumruk sıkma değil, el sıkmak olduğunu bir Malatyalı hemşerinizden, rahmetli Turgut Özal’dan öğrendim” diyen Çiçek, “Uzlaşma kültürünün gelişmesi bu toplum için bir oksijen kadar ihtiyaçtır. Bunu net ifade edelim. Uzlaşma bir iman zafiyeti değildir, bir kişiliksizlik değildir. Birlikte yaşaman şartıdır” diye konuştu.
Üniversiteli gençlere de seslenen Çiçek, “Birçok insanlar sizi hedef alır. Sizin üzerinizden toplumda popülarite elde etmeye, imkan elde etmeye çalışır. Aklınızı kimseye ipotek vermeyin. Bu akıl size aittir. Aklınızı yalnız siz kullanın. Çünkü Allah o aklı size verdi. Birilerine verdi, sizden esirgemedi” dedi.
Tören, Çiçek’in konuşması ile son buldu.

Bakmadan Geçme