Söylemez: 'Eğitimdeki sorunlara çözüm bulunmalı, beklentiler karşılanmalıdır'
Eğitim-Bir-Sen Malatya 1 No'lu Şube Başkanı Hüseyin Söylemez yaptığı açıklamada, 'Eğitimdeki sorunlara çözüm bulunmalı, beklentiler karşılanmalıdır' dedi.
Eğitim-Bir-Sen Malatya 1 No'lu Şube Başkanı Hüseyin Söylemez yaptığı açıklamada, “Eğitimdeki sorunlara çözüm bulunmalı, beklentiler karşılanmalıdır” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Malatya 1 No'lu Şube Başkanı Hüseyin Söylemez, okullarda birinci dönemin sona ermesi nedeniyle açıklama yapıp, eğitimdeki sorunların giderilmesini beklediklerini bildirdi. Söylemez,
“2021-2022 eğitim-öğretim yılının birinci dönemi, kronik sorunlara çözüm üretilmeden, okulların temizlik ve güvenlik personeli ihtiyacı giderilmeden, meslek kanunuyla beklentiler karşılanmadan sona ermiştir.
Salgının gölgesinde geçen bu dönem, eğitim çalışanlarının gayretleri ve özverili çalışmalarıyla tarihe geçmiş, Bakanlığın okulları açık tutma iradesi kamuoyunda takdirle karşılanmış, her şeye rağmen eğitim-öğretimden vazgeçilmemesi doğru bir karar olmuştur” ifadelerine yer verdi.
Öğretmenlik Meslek Kanununun beklentileri karşılayacak şekilde çıkarılmasını beklediklerine dikkat çeken Söylemez, “TBMM Genel Kurulu'nda görüşme aşamasına gelen Öğretmenlik Meslek Kanunu konusunda somut adım atılması, 3600 ek gösterge vaadinin yerine getirilecek olması, kariyer basamaklarının ücret artışlarıyla birlikte yeniden hayat bulacak olması, aday öğretmenlikten asli öğretmenliğe geçişte yazılı sınavın kaldırılıyor olması, bir kısım sorunların çözümü için adım atılmış olması eğitim camiasında olumlu karşılanmıştır. Ancak, meslek kanununun Meclis'e sevk edilen hâliyle beklentileri karşılamaktan uzak oluşu eğitimcileri hayal kırıklığına uğratmıştır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenliği bütün boyutlarıyla ele almalı, her açıdan yapılandırmalı, sadece kariyere hapsetmemeli; öğretmenlerin sosyal ve mali haklarını geliştirmelidir.
Sözleşmeli ve ücretli öğretmenliğe son verilmemesi, öğretmen atamalarında mülakatın kaldırılmaması, istihdamda güçlük çekilen bölgelerde görev yapan eğitim çalışanlarına ilave teşviklerin verilmemesi, birim ek ders ücret miktarının düşüklüğü, eğitim kurumu yöneticiliğinde özlük haklarını ve yetkileri geliştiren kariyer odaklı sürdürebilir bir sistemin halen hayata geçirilememesi, eğitimin rehberlik ayağının eksikliği, öğretmenleri şiddete karşı koruyacak bir yasal düzenlemenin çıkarılamaması, öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanmamasının doğurduğu mağduriyetler, okulların ödenek ihtiyacı ve yardımcı personel istihdamı gibi sorunlar konusunda ivedi çözümler beklenmektedir. Eğitim çalışanlarının haklı taleplerine, geçerli mazeretlerine duyarsız kalınarak ortaya atılan politikalar, eğitimcilerin moral ve motivasyonunu bozmaktadır. Eğitimde verimlilik ve kalite isteniyorsa sözleşmeli istihdam sonlandırılmalı, ücretli öğretmenlikten vazgeçilmelidir.
Kamu personel sisteminde ülkesine ve milletine hizmet eden diğer unvanlardaki kamu görevlilerinin de ek gösterge beklentilerini karşılayacak, ek gösterge kaynaklı mağduriyetleri giderecek, çalışma barışını ve iş huzurunu sağlayacak şekilde bütün kamu görevlilerini kapsayacak bir ek gösterge çalışması yapılmalıdır” şeklinde konuştu.
“Eğitim çalışanlarına yönelik şiddeti önleyecek caydırıcı tedbirler alınmalıdır”
Söylemez, “Eğitim-öğretim hizmeti sunumu esnasında veya bu hizmetten kaynaklanan nedenlerle eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilerin cezalandırılması, eğitim kurumlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan suçlardan sayılması ve eğitim çalışanlarına karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku kapsamında yürütülmekte olan işlemlerde ve davalarda personelin talebi üzerine Millî Eğitim Bakanlığı'nın hukuki yardımda bulunması noktasında düzenleme yapılmalıdır.
Eğitim kurumu yöneticiliğinin eğitim liderliğine dönüştürülmesi, yöneticiliğin profesyonel bir meslek olarak ele alınarak ‘ikincil görev' ve ‘görevlendirme' kapsamından çıkarılarak kadro unvanlı bir uzmanlık mesleği hâline getirilmesiyle mümkündür. Eğitim kurumu yöneticilerinin bir eğitim ve okul lideri olarak inisiyatif alanları genişletilmeli, mevzuat kuşatmasından kurtarılmalı, bürokratik rolleri azaltılmalı, yetkilendirilip güçlendirilerek eğitim-öğretimle ilgili rolleri öne çıkarılmalıdır. Okul bazlı ödenek uygulamasına geçilmeli, temizlik ve güvenlik personeli yetersizliği giderilmelidir.
Okulların kendi kullanımlarına sunulmuş herhangi bir ödenekleri olmadığından personel açığı sorunu kalıcı olarak çözülememektedir. Okul yöneticilerinin, eğitim çalışanlarının okulları açık tutmak için verdiği mücadele, bürokratik engellere, kırtasiyeciliğe ve ödenek yoksunluklarına kurban edilmemelidir. Bu sorunun kökten çözümü için okul bazlı ödenek tahsis edilmeli, personel dışı cari harcamaların yönetilmesi için ödeneklerin doğrudan okul yönetimleri tarafından kullanılması sağlanmalı, okulların temizlik ve güvenlik personeli ihtiyacı bir an önce karşılanmalıdır.
Öğretmen atama ve yer değiştirme süreçleri mağduriyete neden olmamalıdır
Öğretmen atama ve yer değiştirme iş ve işlemlerinde eğitim ve öğretim faaliyetlerini sekteye uğratacak düzeydeki eksiklikler, mevzuattaki yetersizlikler, öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanamamasına, mağdur olmalarının yanı sıra çalışma barışının bozulmasına ve motivasyon kaybına neden olmaktadır. Dezavantajlı ve elverişsiz şartların hüküm sürdüğü yerleşim yerlerinde görev yapan eğitim çalışanlarına yönelik gönüllülüğü esas alacak tedbirlerin alınması, rasyonel atama ve yer değiştirme sistemlerinin kurulması, eğitimcilerin en büyük beklentilerindendir
Genel idare hizmetleri ve yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının mali ve özlük hakları iyileştirilmelidir.
Eğitimin kalitesi için ter döken memur ve hizmetli çalışanlarımızın mali ve özlük hakları iyileştirilmelidir. Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarında Genel İdare Hizmetleri Sınıfı, Teknik Hizmetler Sınıfı, Yardımcı Hizmetler Sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında çalışanların eğitim-öğretim hizmetinin aksamadan en etkin şekilde yürütülmesi için emek sarf ettiği gerçeği görülmelidir. Bu çerçevede, hazırlık ödeneği, öğretmenlerle birlikte eğitim-öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden Millî Eğitim Bakanlığı'nın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir” dedi.
“Görevde yükselme ve unvan değişikliği takvimi bir an önce yayımlanmalıdır”
Görevde yükselme ve unvan değişikliği takviminin bir an önce yayımlanmasını istediklerini bildiren Söylemez, “Memur ve hizmetliler başta olmak üzere, Genel İdare Hizmetleri Sınıfı, Teknik Hizmetler Sınıfı, Yardımcı Hizmetler Sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında yer alan eğitim çalışanlarının liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde mesleki ilerlemelerini sağlayan en önemli araçlardan biri olan görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları konusunda Bakanlık somut adım atmalı, sınav ve atama takvimi, Bakanlık çalışma takvimine alınarak belirsizlik giderilmelidir.
Eğitim-Bir-Sen olarak, yarıyıl tatilinin öğrencilerimiz ve fedakar öğretmenlerimiz için bir dinlenme dönemi olmasını temenni ediyoruz. İki haftalık tatil dönemi ile okul döneminin farklı olması adına bol dinlenme, klasik olsa bile kitap okuma, akraba ziyareti, misafir alma-karşılama-hizmet etme, okul arkadaşlarından ziyade komşu ve mahalle sakinleri ile vakit geçirmek önemli. Okul dönemi ile tatil döneminin tek benzer tarafı gerek vücut gerek psikolojik denge adına uyku saatlerine dikkat edilmesini öneriyor, gündüzlerin çalışma, gecelerin istirahat için yaratıldığını unutmamak gerekir.
Bu vesile ile tüm eğitim çalışanlarına, velilerimize salgının gölgesinde geçen eğitim-öğretim dönemi için verdikleri emeklerden dolayı teşekkür ediyor, can öğrencilerimize iyi tatiller diliyoruz” şeklinde açıklamasını tamamladı.