Ortak Değer Ve Ortak Kimliğimiz Var
Malatya İnönü Üniversitesi akademik yılı açılış törenine katılan
Devlet Bakanı Mehmet Aydın, 'Ben bu ülkeyi ebediyen birlikte yaşatacak kadar ortak değerimizin ve ortak kimliğimizin olduğuna inanıyorum. Ben bu ülkede ciddi kimlik farkının olmadığını düşünüyorum' dedi.
İnönü Üniversitesi akademik yıl törenine Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Vali Ulvi Saran, AK Parti Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı, CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, 2. Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Tamer Büyükkantarcıoğlu, Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Cumhuriyet Başsavcısı Ali Ceyhun Ceylan, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan, Baro Başkanı Eyüp Kutlubay, Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, rektör yardımcıları, fakülte dekanları,
öğretim üyeleri, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve öğrenciler katıldılar. Müzik sunumuyla başlayan törende konuşan Devlet Bakanı Mehmet Aydın, 'Gerçekten de bugün Türkiye, en hızlı gelişen bir kaç ülke içinde yer alıyor. Türkiye, AB ile zor şartlara rağmen, sıkıntılara rağmen müzakere eden bir ülke' diye konuştu.
Bakan Aydın, 'Üniversitelerin sırf meslek sahibi yetiştirme gibi bir görevi olamaz. Üniversite aynı zamanda entelektüel yetiştirme zorundadır. Sağlam düşünen, düşüncesi sağlam yere ayak basan, rasyonel olan hayatını bilimsel verilere göre ayarlayan, planlayan insan yetiştirmek zorundayız, ama hakikaten kendimizi patron, öğrenciyi müşteri olarak görürsek, o zaman ülkemizin entelektüel yetiştirme, aydın yetiştirme konusunda yeteri kadar mesafe alamayız. Bu hayati önem arz ediyor' ifadelerini kullandı.
Bugün Türkiye'de konuşulanların 30 yıl önce Avrupa Üniversitelerinde çalışıldığını belirten Bakan Aydın şunları söyledi:
'Türkiye'de konuşulmakta olan bütün sorunlar 30 yıl önce Avrupa üniversitelerinde çalışılan sorunlardır. Gider bakarsanız Hollanda'da, Doğu ve Güneydoğu'da konuşulan bütün dil ve lehçeleri bilen insanlar vardır. Daha bir hafta önce Tunceli'deki Alevilik Sempozyumu'na davet edilen kişilerin bir kısmı böyleydi. 40 sene önce tanıdığım insanlar var aralarında. Ben gidemedim. Bu insanlar sadece Kürtçe'nin bir tarafını değil, bütün lehçelerini biliyorlar. Hepsini çalışmışlar. Ömürlerinin yarısı o bölgelerde
geçmiş. Şimdi benim çalışıp, çalışmamam bir şeyi değiştirmiyor ki. Zaten çalışanlar çalışıyorlar. En hassas konularımızı bile çalışmak zorundayız. En hassas konularda bilimsel, sağlam bilgilere ihtiyacımız var. Eğer yaptığımız bazı işler doğru gitmiyorsa, bazı konularda beklemediğiniz sonuçlar çıkıyorsa, umduğumuz, arzu ettiğimiz sonuçları alamıyorsak, bunun temelinde bilimsel ve düşünsel yetersizlik var. Sıkıntı orada. Onu gidermemiz lazım. Açıkça söylüyorum, tez elden sağlam bilgiler üretmezsek, bugün
karşı karşıya olduğumuz sorunlar için nihai, kalıcı çözümler bulma imkanımız yoktur. Bakmayın, biz biliyoruz dediğimize, gerçekten bilmiyoruz.'
'HANGİ FARKLILIK?'
Kültürel farklılık tartışmalarının içerisinin boş olduğunu belirten Aydın, 'Hep kültürel farklılıklardan bahsediliyor. 'Kültürel farklılıklarımızı yaşayalım' gibi. Hiç itirazım yoktur. Ama içinin dolu olduğundan emin değilim. Kaç yerde denedim, sordum, 'Kültürel farklılıktan ne anlıyorsunuz' Eğer farklılık konuşan dil farklılığıysa, evet Türkiye'de böyle bir farklılık var. Bunu inkar edecek halimiz yok. Eğer, şarkı, türküyse, gerçekten farklılık var. Kültürel farklılıktan maksadınız buysa gerçekten
başımızın, gözümüzün üzerinde yeri var. Bunlar bırakılım, olsunlar diye ifade edilmez. Yardımcı olalım da daha güçlü olsunlar' şeklinde konuştu.
Ortak tarih, ortak kültürel değerler ve o değerlerin oluşturduğu ortak kültürel kimliğin bu ülkede fazlasıyla var olduğunu belirten Devlet Bakanı Mehmet Aydın, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
'Günlük hayatın içinde bu ortak kültürün farkında değiliz. Onun için birileri farklılıktan bahsediyorsa, sormamız lazım; 'Hangi farklılık?' Edep, haya, namus, büyüklere saygı, küçüklere sevgi, şefkat, merhamet, komşu hakkı gibi, bunu Kürtçe'de söyleseniz aynıdır, Türkçe'de söyleseniz aynıdır, Çerkezce de söyleseniz aynıdır. Değişmiyor ki bu. Asıl bizi biz yapanda bu. İşin farklılıklar konusu Türkiye'de tehlikeli bir mecraya gidiyor. Ülkeler dahi, kendi aralarındaki farklılıkları çok ciddi anlamda tahlile
tabi tutarken, biz kendi içimizde yanlış bir mecrada gidersek gerçekten sıkıntı doğar. Ben bu ülkeyi ebediyen birlikte yaşatacak kadar ortak değerimizin ve ortak kimliğimizin olduğuna inanıyorum. Ben bu ülkede ciddi kimlik farkının olmadığını düşünüyorum. Oyunda var, şunda var, bunda var, bir dil konuşuyorsanız, o dille yazılmış olanlar var. Bunları inkar edemeyiz, Bunların hiçbirisi toplulukların millet olmasını engelleyecek şeyler değildir. Fazlasıyla var ve çok sağlam bir biçimde var' şeklinde konuştu.
'İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ'NDE DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM SÜRECİ BAŞLADI'
Törende İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik de 'Günümüzde üniversiteler bilim ve teknoloji üretiminde motor güç konumundadır. Üniversitelerimizde bu anlamda bir değişim ve dönüşüm süreci başlamıştır. İnönü Üniversitesi olarak bu yenilenme ve dönüşüm için en çok çaba gösteren üniversiteler arasında olduğumuzu vurgulamak istiyorum. Üniversitelerimizin asli fonksiyonlarına yönelmesinden doğan enerjimizle son 2 yılda fakülte sayımız 8'den 13'e, yüksekokul sayımız 1'den 4'e, meslek yüksekokulu
sayımız 9'dan 10'a çıktı. Enstitü sayımız ise 3 iken 4 oldu. Öğretim üyesi sayımız yüzde 41, öğrenci sayımız ise yaklaşık yüzde 40 oranında arttı. Malatyalı iş adamlareru gitmiyorsa, bazı konularda beının desteğiyle bu yıl üniversite yapılacak olan yatırımın toplam tutarı 30 milyon TL'dir' dedi.
Belediye Başkanı Ahmet Çakır ise üniversitelerin ülkenin demokratikleşmesinde ve demokratikleşmesinde önemli işlevler üstlendiğini belirtti. Çakır, Rektör Çelik'e üniversite ile şehir arasındaki işbirliğini ve diyaloğu başlatmasından dolayı da teşekkür etti.
Vali Ulvi Saran da üniversitelerin bulundukları çevrenin sosyal ve dinamiklerinden uzaklaşmaması gerektiğini söyledi. Saran, İnönü Üniversitesi'nin bulunduğu çevre ile bütünleşen ve toplumun tüm kesimleriyle yakın işbirliği içinde olduğunu ifade etti.
Törende Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan tarafından açılış dersi verildi.
İnönü Üniversitesi akademik yıl törenine Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Vali Ulvi Saran, AK Parti Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı, CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, 2. Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Tamer Büyükkantarcıoğlu, Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Cumhuriyet Başsavcısı Ali Ceyhun Ceylan, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan, Baro Başkanı Eyüp Kutlubay, Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, rektör yardımcıları, fakülte dekanları,
öğretim üyeleri, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve öğrenciler katıldılar. Müzik sunumuyla başlayan törende konuşan Devlet Bakanı Mehmet Aydın, 'Gerçekten de bugün Türkiye, en hızlı gelişen bir kaç ülke içinde yer alıyor. Türkiye, AB ile zor şartlara rağmen, sıkıntılara rağmen müzakere eden bir ülke' diye konuştu.
Bakan Aydın, 'Üniversitelerin sırf meslek sahibi yetiştirme gibi bir görevi olamaz. Üniversite aynı zamanda entelektüel yetiştirme zorundadır. Sağlam düşünen, düşüncesi sağlam yere ayak basan, rasyonel olan hayatını bilimsel verilere göre ayarlayan, planlayan insan yetiştirmek zorundayız, ama hakikaten kendimizi patron, öğrenciyi müşteri olarak görürsek, o zaman ülkemizin entelektüel yetiştirme, aydın yetiştirme konusunda yeteri kadar mesafe alamayız. Bu hayati önem arz ediyor' ifadelerini kullandı.
Bugün Türkiye'de konuşulanların 30 yıl önce Avrupa Üniversitelerinde çalışıldığını belirten Bakan Aydın şunları söyledi:
'Türkiye'de konuşulmakta olan bütün sorunlar 30 yıl önce Avrupa üniversitelerinde çalışılan sorunlardır. Gider bakarsanız Hollanda'da, Doğu ve Güneydoğu'da konuşulan bütün dil ve lehçeleri bilen insanlar vardır. Daha bir hafta önce Tunceli'deki Alevilik Sempozyumu'na davet edilen kişilerin bir kısmı böyleydi. 40 sene önce tanıdığım insanlar var aralarında. Ben gidemedim. Bu insanlar sadece Kürtçe'nin bir tarafını değil, bütün lehçelerini biliyorlar. Hepsini çalışmışlar. Ömürlerinin yarısı o bölgelerde
geçmiş. Şimdi benim çalışıp, çalışmamam bir şeyi değiştirmiyor ki. Zaten çalışanlar çalışıyorlar. En hassas konularımızı bile çalışmak zorundayız. En hassas konularda bilimsel, sağlam bilgilere ihtiyacımız var. Eğer yaptığımız bazı işler doğru gitmiyorsa, bazı konularda beklemediğiniz sonuçlar çıkıyorsa, umduğumuz, arzu ettiğimiz sonuçları alamıyorsak, bunun temelinde bilimsel ve düşünsel yetersizlik var. Sıkıntı orada. Onu gidermemiz lazım. Açıkça söylüyorum, tez elden sağlam bilgiler üretmezsek, bugün
karşı karşıya olduğumuz sorunlar için nihai, kalıcı çözümler bulma imkanımız yoktur. Bakmayın, biz biliyoruz dediğimize, gerçekten bilmiyoruz.'
'HANGİ FARKLILIK?'
Kültürel farklılık tartışmalarının içerisinin boş olduğunu belirten Aydın, 'Hep kültürel farklılıklardan bahsediliyor. 'Kültürel farklılıklarımızı yaşayalım' gibi. Hiç itirazım yoktur. Ama içinin dolu olduğundan emin değilim. Kaç yerde denedim, sordum, 'Kültürel farklılıktan ne anlıyorsunuz' Eğer farklılık konuşan dil farklılığıysa, evet Türkiye'de böyle bir farklılık var. Bunu inkar edecek halimiz yok. Eğer, şarkı, türküyse, gerçekten farklılık var. Kültürel farklılıktan maksadınız buysa gerçekten
başımızın, gözümüzün üzerinde yeri var. Bunlar bırakılım, olsunlar diye ifade edilmez. Yardımcı olalım da daha güçlü olsunlar' şeklinde konuştu.
Ortak tarih, ortak kültürel değerler ve o değerlerin oluşturduğu ortak kültürel kimliğin bu ülkede fazlasıyla var olduğunu belirten Devlet Bakanı Mehmet Aydın, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
'Günlük hayatın içinde bu ortak kültürün farkında değiliz. Onun için birileri farklılıktan bahsediyorsa, sormamız lazım; 'Hangi farklılık?' Edep, haya, namus, büyüklere saygı, küçüklere sevgi, şefkat, merhamet, komşu hakkı gibi, bunu Kürtçe'de söyleseniz aynıdır, Türkçe'de söyleseniz aynıdır, Çerkezce de söyleseniz aynıdır. Değişmiyor ki bu. Asıl bizi biz yapanda bu. İşin farklılıklar konusu Türkiye'de tehlikeli bir mecraya gidiyor. Ülkeler dahi, kendi aralarındaki farklılıkları çok ciddi anlamda tahlile
tabi tutarken, biz kendi içimizde yanlış bir mecrada gidersek gerçekten sıkıntı doğar. Ben bu ülkeyi ebediyen birlikte yaşatacak kadar ortak değerimizin ve ortak kimliğimizin olduğuna inanıyorum. Ben bu ülkede ciddi kimlik farkının olmadığını düşünüyorum. Oyunda var, şunda var, bunda var, bir dil konuşuyorsanız, o dille yazılmış olanlar var. Bunları inkar edemeyiz, Bunların hiçbirisi toplulukların millet olmasını engelleyecek şeyler değildir. Fazlasıyla var ve çok sağlam bir biçimde var' şeklinde konuştu.
'İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ'NDE DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM SÜRECİ BAŞLADI'
Törende İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik de 'Günümüzde üniversiteler bilim ve teknoloji üretiminde motor güç konumundadır. Üniversitelerimizde bu anlamda bir değişim ve dönüşüm süreci başlamıştır. İnönü Üniversitesi olarak bu yenilenme ve dönüşüm için en çok çaba gösteren üniversiteler arasında olduğumuzu vurgulamak istiyorum. Üniversitelerimizin asli fonksiyonlarına yönelmesinden doğan enerjimizle son 2 yılda fakülte sayımız 8'den 13'e, yüksekokul sayımız 1'den 4'e, meslek yüksekokulu
sayımız 9'dan 10'a çıktı. Enstitü sayımız ise 3 iken 4 oldu. Öğretim üyesi sayımız yüzde 41, öğrenci sayımız ise yaklaşık yüzde 40 oranında arttı. Malatyalı iş adamlareru gitmiyorsa, bazı konularda beının desteğiyle bu yıl üniversite yapılacak olan yatırımın toplam tutarı 30 milyon TL'dir' dedi.
Belediye Başkanı Ahmet Çakır ise üniversitelerin ülkenin demokratikleşmesinde ve demokratikleşmesinde önemli işlevler üstlendiğini belirtti. Çakır, Rektör Çelik'e üniversite ile şehir arasındaki işbirliğini ve diyaloğu başlatmasından dolayı da teşekkür etti.
Vali Ulvi Saran da üniversitelerin bulundukları çevrenin sosyal ve dinamiklerinden uzaklaşmaması gerektiğini söyledi. Saran, İnönü Üniversitesi'nin bulunduğu çevre ile bütünleşen ve toplumun tüm kesimleriyle yakın işbirliği içinde olduğunu ifade etti.
Törende Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan tarafından açılış dersi verildi.