15 bin öğretmen ataması gerçekleşti
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde 15 Bin Öğretmen Atama Töreni, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşti. Törende konuşan Erdoğan, 'Eğitim-öğretim senemizin ikinci dönemini de kesintisiz bir şekilde tamamlayacağımıza inancım sonsuz.' ifadelerini kullandı.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde 15 Bin Öğretmen Atama Töreni, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşti. Törende konuşan Erdoğan, "Eğitim-öğretim senemizin ikinci dönemini de kesintisiz bir şekilde tamamlayacağımıza inancım sonsuz." ifadelerini kullandı.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapılan 15 Bin Öğretmen Ataması Programına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin hiçbir örgüte, hiçbir şebekeye, hiçbir sapkın ve marjinal ideolojiye kaptıracak tek bir evladı dahi olmadığını söyledi.
“Evlatlarımızla okulları arasına kimsenin, hiçbir bariyerin girmesine müsaade etmedik”
Kimi çevrelerin haksız, mesnetsiz, tamamen abartılı eleştirilerine rağmen öğrencilerle okulları arasına kimsenin, hiçbir bariyerin girmesine müsaade etmediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah her biriniz Anadolu'nun dört bir köşesinde birer eğitim neferi olarak yerinizi alacak, aziz milletimize hizmetlerin en ulvisini sunacaksınız. Atamasını gerçekleştireceğimiz her bir öğretmenimizi canı gönülden tebrik ediyor, öğretmenlik görevinin hayırlı olmasını diliyorum. Bugün ataması yapılacak 15 bin yeni öğretmenimizin de katılımıyla eğitim-öğretim ordumuzu daha da güçlendireceğiz. Böylece salgın sürecinde eğitim hizmetlerinin kesintisiz şekilde devam ettirilmesi noktasında ciddi bir avantaj elde edeceğiz. Evlatlarımızın eğitiminin kesintiye uğramaması konusundaki kararlılığımızı her fırsatta açıkça ifade ediyoruz. Öğretmenlerimizle öğrencilerinin bir daha ayrı kalmaması, çocuklarımızın okul ortamından uzaklaşmaması için her türlü çabayı gösteriyoruz. Hamdolsun 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılının ilk dönemini salgına rağmen son derece başarılı bir şekilde tamamladık. Siz değerli öğretmenlerimizin gayretleri, velilerimizin aldığı tedbirler ve öğrencilerimizin kurallara uyması sayesinde okullarımızı açık tuttuk. Son 100 yılın en ciddi krizi olarak nitelenen bu salgın sürecinde elbette bazı sıkıntılarla, zorluklarla, hatta engellemelerle karşılaştık. Özellikle milletle ve milletin gündemi ile hiçbir bağı olmayan kimi çevrelerin haksız, mesnetsiz, tamamen abartılı eleştirilerine maruz kaldık. Sürekli karamsarlık aşılayarak, öğretmen ve öğrencilerimizin yüreklerine korku salarak bu süreci sabote etmeye çalıştılar. Hayal mahsulü bilgilerle, sosyal medya mecralarını da kullanarak insanımızı yanlış yönlendirmenin çabası içinde oldular. Devlet olarak evlatlarımızla okulları arasına kimsenin, hiçbir bariyerin girmesine müsaade etmedik. Salgının yol açtığı meşakkatlere rağmen eğitim faaliyetlerini ülke çapında kesintisiz sürdürebilen birkaç devletten biri olduk. Eğitimin tüm paydaşlarının aynı hedef etrafında kenetlenmesini sağlayarak, koordinasyonu artırarak, okul-veli işbirliğini güçlendirerek bu kritik dönemi hep birlikte alnımızın akıyla atlattık. Son 2 yıldır özveri ile çalışan öğretmenlerimizi, derslerine dört elle sarılan öğrencilerimizi, Milli Eğitim Bakanlığının tüm mensuplarını tebrik ediyorum. Yüz yüze eğitim konusundaki net duruşumuzun milletimiz tarafından da takdirle karşılandığını görüyoruz. Sizlerin çabaları ile eğitim-öğretim senemizin ikinci dönemini de kesintisiz bir şekilde tamamlayacağımıza inancım sonsuz. Tüm çocuklarımızın ve velilerimizin müsterih olmasını istiyorum” diye konuştu.
“Yüzde 60'ı 40 yaşın altında olan genç ve dinamik öğretmen kadrosuna sahibiz”
2002'de göreve geldiklerinde Türkiye'yi üzerinde yükseltmeye söz verdikleri 4 sütundan ilkinin eğitim olduğunu, hazırladıkları bütçede en büyük payı daima eğitime ayırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2002 yılında Milli Eğitim bütçesi sadece 7,5 milyar lirayken, 2022 yılında bu rakam yükseköğretim dahil 274 milyar lirayı aştı. Derslik sayımızı ise 343 binden 607 bin seviyesine taşıyarak ülkemizin dört bir yanını modern eğitim kurumları ile donattık. Öğretmenlerimize mesleklerini huzuru kalp ile yapabilecekleri en geniş imkanları sağlamak için özel çaba harcadık. Salgın döneminde Türkiye sadece sağlık hizmetlerine değil, eğiteme erişim konusundaki hassasiyeti ile öne çıkmış, diğer ülkelere fark atmıştır. Dünyanın bir çok ülkesinin mevcut öğretmen sayılarını dahi koruyamadığı, hatta kimi yerlerde kesintiye gittiği bir dönemde biz yeni öğretmen alımlarımızı sürdürüyoruz. Sadece son 2 yılda 77 bin 572 genç öğretmenimizi okulları ve öğrencileri ile buluşturma başarısı gösterdik. Bugün gerçekleştirdiğimiz 15 bin atama ile birlikte son 19 yılda toplam 729 bin 487 öğretmenimizin atamasını yapmış oluyoruz. Mevcut öğretmenlerimizin yüzde 73'ü bizim hükümetlerimiz döneminde atandı. Yüzde 60'ı 40 yaşın altında olan genç ve dinamik öğretmen kadrosuna sahibiz. Öğretmen yokluğu sebebiyle 40-50 öğrencinin aynı sınıfı paylaştığı bize yakışmayan o kötü manzaralara son verdik. Yaptığımız öğretmen atamaları sayesinde öğretmen başına düşen öğrenci sayılarında OECD ortalamalarını yakaladık, hatta kimi alanlarda geçtik. Sadece öğretmen atamaları ve derslik sayısında değil, öğretmenlerimizin mali ve özlük haklarının iyileştirilmesinde de önemli mesafe kat ettik. Avrupa'da son 19 yıl içinde öğretmen maaşlarını en çok iyileştiren ülke Türkiye'dir. AB'nin hazırladığı Avrupa'da Öğretmenler Raporu'na göre öğretmenler için Avrupa'da zorunlu ders saatinin en düşük olduğu ülke Türkiye'dir. OECD verilerine göre Avrupa'da öğretmenlerin yaklaşık yüzde 50'si işlerinde stres yaşadıklarını belirtirken bu oran bizde hamdolsun yüzde 20'ler civarındadır” şeklinde konuştu.
Çocukların eğitime erişimlerini kolaylaştırmak amacıyla atılan en önemli adımlardan birinin de ders kitaplarının ücretsiz dağıtımı olduğunun altını çizen Erdoğan, “Artık anne babalar evlatlarına ders kitabı bulmak için kırtasiye kırtasiye gezmek mecburiyetinde kalmıyor. Gençler, bizler bu çileyi çok çektik. Kırtasiyelerde sıraya girerdik ve o tanıdığımız kırtasiyeci amcalarımız bize bir hafta sonraya, 15 gün sonraya gün verirdi. Sadece kitap değil, defterleri bile alamazdık. Bu çileleri çektik. Siz teksir notları nedir bilir misiniz? Biz o teksir notları ile okuduk. Abilerimizden o teksir notlarını paramızla satın almak isterdik. Nazlanır ve bize vermezlerdi. Teksir notları maalesef teksir makinelerinin mürekkebi ile her tarafını berbat ettiği notlardı. Biz bu çileleri çektik, artık yeni nesil bu çileyi çekmemeli. Onun için kuşe kağıtla kitaplarımızı hazırladık ve sıraların üzerine koyduk. İstedik ki bizim çektiğimiz çileyi yeni nesil çekmesin, bu milletin evlatlarına yakışan neyse onu yapalım. Şimdiye kadar 4 milyar adede yakın ders kitabını öğrencilerimize ücretsiz dağıtmanın gururunu yaşıyoruz. Bu kapsamda kısa süre önce kritik bir adım daha attık, yardımcı kaynak kitaplarını da Milli Eğitim Bakanlığımız basarak öğrencilerimize ulaştırmaya başladı. Öğrencilerimize 2021 yılında 24 milyona yakın yardımcı kaynak kitabını ücretsiz olarak ulaştırdık. Bu yıl sonuna kadar sayıyı 100 milyona kadar çıkartmayı hedefliyoruz. Böylece ailelerimize yük olan bir meseleyi daha çözüme kavuşturduk. Gerek uluslararası veriler, gerekse attığımız bu adımlar esasında bize şu gerçeği hatırlatıyor, Türkiye son 19 yılda yaptığı devasa yatırımlar sayesinde artık eğitim-öğretim alt yapısındaki eksiklerini hemen hemen tamamıyla tamamlamıştır. Bundan sonra asıl odaklanmamış gereken husus eğitimin kalitesini artırmaktır, bunu sizler başaracaksınız. Bugünkü kuraların ehemmiyeti burada. Müfredat başta olmak üzere eğitim-öğretimin içeriğini güncellemek ve geliştirmek, çocuklarımıza en uygun olanı sunmak zorundayız. Eğitim-öğretimde niteliğin artırılmasında Bakanlığımızla birlikte öğretmenlerimize de çok büyük görevler düşüyor. Çünkü bir eğitim sisteminin çıtasını belirleyen asıl unsur öğretmenlerdir. Sizlerin gayreti ve niteliği arttıkça öğrencilerimizin kalitesi de yükselecektir. Mesele sadece bundan ibaret değildir, inancımız bize beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi, ilim tahsil etmeyi emrediyor. İlim yolculuğu sadece okulla sınırlı olmayan, son nefesimize kadar süren uzun bir yolculuktur. Modern dünyada buna ‘hayat boyu öğrenme' diyorlar” ifadelerini kullandı.